Ergün Acuner: Türk Futbolunun Unutulmaz İsmi
Ergün Acuner, Türk futbolunun unutulmaz simalarından biri olarak, saha içindeki ustalığı ve saha dışındaki alçakgönüllü kişiliğiyle tanınmıştır. 18 Haziran 1941’de İzmir’de dünyaya gelen Acuner, 29 Mart 2002’de İstanbul, Maltepe’de geçirdiği trajik bir tren kazası sonucu hayata veda etmiştir.
Futbola 1960 yılında İzmirspor’da başlayan Acuner, kariyerine sırasıyla Galatasaray ve Beşiktaş’ta devam etmiş, ardından 1973-1975 yılları arasında Hatayspor’da top koşturmuştur. Futbolculuk kariyerine paralel bir şekilde 1976 yılında Gönenspor’da teknik direktörlük yaparak antrenörlük kariyerine adım atmıştır.
Millî takım kariyerine bakıldığında, 14’ü A Millî olmak üzere toplamda 19 kez millî formayı giymiştir. Orta saha pozisyonunda gösterdiği performansla dikkat çeken Acuner, 02 Mayıs 1965’te Romanya’ya karşı oynanan maçta Türkiye U-21 takımı adına sahaya çıkmış ve uluslararası arenada kendini kanıtlamıştır. 30 Nisan 1969’da Polonya ile oynanan özel maçta ise ilk kez Türkiye A Millî Takımı forması altında golünü penaltıdan kaydetmiştir.
Acuner’in millî takım için attığı gollerden belki de en unutulmazı, 28 Kasım 1967’de Pakistan’a karşı oynanan RCD Kupası maçında gelmiştir. Türkiye’nin 7-4 kazandığı bu maçta, oyuna sonradan giren Acuner, takımının üçüncü ve yedinci gollerini kaydederek galibiyette önemli bir rol oynamıştır.
Profesyonel kariyerine dair rakamlar da etkileyicidir. İzmirspor, Galatasaray, Beşiktaş ve Hatayspor formaları altında toplam 278 maçta 64 gol kaydeden Acuner, sahadaki etkili oyunuyla tanınmış ve saygı görmüştür. Millî takım seviyesinde de Türkiye U-21 ve A Millî Takım formaları altında görev almış, 14’ü A Millî olmak üzere toplamda 19 kez millî formayı terletmiştir.
Acuner’in vefatı, Türk futbol camiasını derinden sarsmıştır. İstanbul’daki Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilen Acuner, hem futbolculuk hem de teknik direktörlük kariyeri boyunca gösterdiği performans ve kişilikle unutulmazlar arasına adını yazdırmıştır.
Ergün Acuner, Türk futbol tarihinde sadece sahadaki başarılarıyla değil, aynı zamanda centilmenliği, liderliği ve futbola olan tutkusuyla hatırlanacak bir isimdir. Onun hikayesi, gelecek nesillere ilham vermeye devam edecek ve Türk futbolunun zengin mirasının bir parçası olarak yaşayacaktır.